Translate

28 Aralık 2011 Çarşamba

ehhhhhhh...



Avaz avaz bağırmak  istiyorum
Avazımda kalmadı ya artık
Ağlamak işten bile değil
Beni anlamayanların ülkesinde
Kayboldum
Bir sırt çantam bile yok
Hemde
Bir haritam
Ama yine de bön bön bakıyorum etrafa turist gibiyim
Kendi şehrimde
Acaba diyorum
Acaba tekrar
Duvarları tuğları dizdim etrafıma bekliyorum
Az kaldı
Çok az
Renklerimi size sunmak iyi fikir değildi belki
En başından
Bir sırt çantam bile yok arkamda
Elimde bir haritam bile yokken
Turist ettiniz ya beni
Helal olsun size
Ne diyeyim
Diyeceğim çok şey var aslında
Yuttum
Sustum
Sustukça büyürmüş insan öyle dediler bana
Sus dediler
Büyütmeye çalışıyorlar beni
Ne kadar  boş bir çaba
Söylesem mi acaba yok yok susacağım bu sefer
Ama onlar dedi diye değil 
Yaramazlık yapmak adına susacağım muzipçe susacağım.
İçimde kocaman bi hasiktiriniz diyeceğim de öyle susacağım
Avaz avaz bağırasım var
Bağırsam da sesim çıkmayacak sanki
Ağlamak işten bile değil.
Hoş neden ağlayayım ki
Başlarım şarap çanağınıza.
.....

sorular had(N)i cevaplar ?

Hiç yanlış kişiye şiirler yazdığın oldu mu ?
Hiç seni anlmayan birine düşlerinden kabuslarından bahsettiğin oldu mu ?
Umudun umutsuzluğun olduğu yerleri anlattığın.
Uçurumlardan ve Uçurtmalardan bahsettiğin
Gerçek sanarak dokunmak isteyerek sabahladığın oldu mu ?
Sarılmak isteyip kocaman boşluklarla uyuduğun geceler...
Soğukta hadi ateş yakalım dediğinde şaşırmayan biri oldu mu ?
Sorularına soru ile değil cevabı senin dilinle anlatan oldu mu ?
Ait olduğunu hissettiğinde aslında ne kadar yabancı
Yabancılık çektiğinde aslında ne kadar tanıdık duygular olduğunu farkettin mi ?
Hissettiğin hayal kırıklarıklarını bile farketmediler di mi ?
Hayal ettiğinin bile farkında değildiler çünkü
Seni de karışık cümleler kuran  olarak değerlendirip
Aslında ne kadar basit şeylerden bahsettiğini bile anlamayanlar eleştirdi mi ?
Sığlıklarını görmeden
Derinler de boğulmanın
Derinler de olmanın
Derinler de yüzübilmenin ne demek olduğunu bilmeden
Seni  garipsediler mi ?
Çevrende “Hayran” olunabilecek birinin olmadığını anladığında
Senin de için sıkıldı mı benim gibi ?
İnsan denilen varlığın
Varlığını Ruhuna borçlu olduğunu söylemek istedin mi hiç ?
Kanatlarını hissettiğinde uçmak için hazır olduğunda
Yanında birini bulabildin mi ?
Kanatlarını görebildiğini düşündüğün birisi oldu mu hiç ?
Kanatların yokken kanatları olduğuna inandığın biri ?
Güvendiğin uçuruma düşmeyeceğine ...
Kaç defa üç nokta kullandın.
Devamını bilipte yazmadığın yapmadığın...
Kaç defa hayatın bir kedi gibi ayaklarına dolandığını hissettin ?
Sanada oldu mu hiç
Hani bir sabah kalkarsın ve dersin ya
Bu sabah farklı olacak değiştireceğim bazı şeyleri
Ama akşam birbirinin aynı korkularınla yatağa girdiğin...
Ellerimdeki ve ayaklarımdaki ipleri
Kanayıncaya kadar sökememenin ne demek olduğunu biliyor musun peki ?
Kendini çok yabancı çok uzak hissettiğin oldu mu ?
Bile bile elini ateşe uzattın mı hiç
Sırf o sıcaklığı hissedebilmek için
Sırf merak ettiğin için
Kısa olsa da yaşamak  istediğin.
Hiç umutsuzluğa düştüğün oldu mu ?
Tutunacak dalların olduğunu hissedemediğin anlar ?
Çok basit şeyler yüzünden çok güçlü olmana rağmen çocuk gibi ağladığın
Ağladıkça ağladığın ve hafiflediğin oldu mu ?
Deniz kıyısında ne varsa dertlerine dair hepsini unuttuğun
Suyun içinde hafiflediğini hissettiğin ..
Çabaladıkça battığın ..
İstedikçe uzak kaldığın oldu mu ?
Kalbin acırken hala karşındakini düşündüğün oldu mu safça
Herşey çok net ortadayken


Bulanık gördüğün  ve sıkıldığın herşeye rağmen yoluna devam ettiğin oldu mu ?
Doğduğun  şehrin ve yaşadığın şehrin arasına sıkıştığın
Ve artık kendini hiç bir yere ait hissedemediğin oldu mu ?
Kaçmak istedikçe kaldığın
Koşmak istedikçe düştüğün
Yaraların kanadıkça acını unuttuğun oldu mu ?
Birbirimizin hayatını ne kadar kolay etiklediğimizi
Aslında bir bütün kaderin yansımalarını yaşadığımızı ne zaman anladın
Değiştirebilecek ne çok şeyin olduğunu
Ama ne kadar gücün kaldığını
Sana ne kadar çok soru sorabileceğimi
Aslında sorarken ne çok şey anlattığımı
Aslında cevap beklemediğimi  anladın mı ?